Sayfa - 502 cüz - 26
46- AHKÂF SÛRESİ
6. İnsanlar (kıyamet günü) toplandığında, o taptıkları kendilerine düşman oluverir, onların ibâdetlerini de inkâr ederler.
7. Âyetlerimiz onlara açıkça okunduğu zaman, o küfredenler kendilerine geldiğinde Hak (kitap Kuran) için, düşünmeden Bu, apaçık bir büyüdür dediler.
8. Yoksa, Onu uydurdu mu diyorlar? De ki: Eğer ben onu uydurmuşsam, Allahtan gelecek olana (cezaya) karşı siz benim için hiçbir şey yapamazsınız. O, sizin, hakkında (düşüncesizce) yaygara kopardığınız şeyi daha iyi bilir. Benimle sizin aranızda şâhit olarak O yeter! O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
9. De ki: Ben türedi bir peygamber değilim.[2] Bana ve size ne yapılacağını da bilmem. Ben sadece bana vahyedilene uyarım. Ben sadece apaçık bir uyarıcıyım.
10. De ki: Ne dersiniz? Şayet bu, Allah katından ise ve siz onu inkâr etmişseniz, İsrailoğullarından bir şahit de bunun benzerini (Tevratta görerek) şahitlik edip inandığı hâlde, siz yine de büyüklük taslamışsanız (haksızlık etmiş olmaz mısınız?). Şüphesiz Allah, zâlimler topluluğunu doğru yola iletmez.
11. İnkâr edenler, inananlar için, Eğer o Kuran iyi bir şey olsaydı, onlar onu kabulde, bizi geçemezlerdi dediler. Onunla doğru yolu bulamadıkları için; Bu eski bir uydurmadır diyecekler.
12. Bundan önce bir rehber ve bir rahmet olarak Mûsânın kitabı da vardı. Bu ise, onu doğrulayan ve zulmedenleri uyarmak, iyilik yapanlara müjde olmak üzere Arap diliyle indirilmiş bir kitaptır.
13. Şüphesiz Rabbimiz Allahtır deyip sonra da dosdoğru olanlara hiçbir korku yoktur, onlar üzülmeyecekler de.
14. Onlar cennetliklerdir. Yapmakta olduklarına karşılık, orada sürekli kalacaklardır.
[2] . Âyetin bu kısmı, Hz.Peygamberin, peygamberlik iddiasıyla ortaya çıkan ilk kişi olmadığını, daha önceki peygamberlerin çizgisini takip ettiğini ifade etmektedir. Konuyu vurgulayan diğer âyetler için bakınız: Yûnus sûresi, âyet, 47; Hicr sûresi, âyet, 10; Nahl sûresi, âyet, 43; Mümin sûresi, âyet, 78; Âl-i İmrân sûresi, âyet, 144.